Sevgili dostlar; her insan; yeni bir güne başlarken ,gününün mutlu geçmesini ister

Sevgili dostlar; her insan; yeni bir güne başlarken ,gününün mutlu geçmesini ister.Yine öyle sanıyorum ki: Kişi bu istemi yalnız kendisi için değil, ailesi, ülkesi ve milleti için de dilemektedir. Bunu, vatanını  ve milletini seven, her insanın yapması gerekir. Doğal olarak da zaten böyle olmalıdır .Şimdi; yeni bir yılın ilk aylarındayız, yeni günlere başlayacağız. Ancak; bir gerçek var ki: Kişi olarak da ,toplum olarak da insanlarımız son yıllarda; yeni güne de, yeni yıla da pek mutlu başlamıyor. Malesef ki durum böyle…Zaten uzun zamandan beri halkımız; ekonomik açıdan, psikolojik-sosyolojik açıdan, siyasi açıdan da mutlu değil.

                                                 *****

Biliyorsunuz  31 Mart’ta seçim var. Sürece, akıp giden suyun, ırmağın denize yaklaştığı gibi yaklaşırken, siyaset meydanının aktörlerine ve özellikle de, seçim süresince yerel basına da, önemli ve yoğun iş düşüyor. Yerel  basına iş düşüyor diyorum çünkü; yerel basının önemi  ancak seçimden seçime  yavaş yavaş daha iyi anlaşılmaya başlanıyor. Seçimlerde adaylar, deyim yerindeyse, yerel  basınla önemli  bir diyalog kurarak, yanına çekmeye çalışırlar. Hatta; toplantılarda basın mensuplarının masalarına giderek, herkesin elini  tek tek sıkarlar. Yaptıkları konuşmalarda da, basına övgü dolu sözler söylerler.

 Bazıları Yerel Basın için şöyle  der:

*Yerel basın olmadan özgürlük olmaz

*Yerel basın mütevazı mahallelerde yaşayanların,  sesini milyonlara duyuramayanların sesidir.

*Yerel basın yurttaşlarımızın gündelik hayatına çok daha yakındır. Yerel basın mahallelerde, sokaklarda, hatta sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin daha etkin çalışması için itici bir güçtür.

*Yerel basın milli mücadele yıllarında önemli görevler üstlenmiştir. Atatürk’ümüz yerel basını bir hazine adası olarak nitelemiştir.

*Yerel basın yurttaşlarımızla siyasetçiler arasında, yerel basın yurttaşlarımızla belediyeler, bakanlıklar arasında koordinasyon sağlanması açısından da son derece önemlidir.

*İstanbul yerel basını dünyanın sesidir.         

                                                   *****

Ey! Sevgili okurlar !Değerli halkım, 31 Mart’ta seçim var dedik.Biz yüzyıllardan beri birlikte yaşadık.Türk-Kürt,Alevi-Sünni,Çerkez-Laz demeden Kurtuluş savaşı’nda Doğu’da,Batı’da,Güneyde,Kuzeyde omuz omuza ,el ele, yürek yüreğe bu vatan topraklarını düşmana karşı birlikte koruduk. Çanakkale’de,Dumlupınar’da, Sakarya’da  binlerce şehidimiz yan yana, can cana yatıyor. Biz bu  Cumhuriyet’i Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yedi düvele karşı koyup birlikte kurmadık mı? Düşmanı geldiğine pişman edercesine Akdeniz’in sularına gömmedik mi? Bu ülkenin topraklarından çeşit çeşit nimetlerinden hep birlikte yararlanmıyor muyuz? Türkiye’nin yükselmesi, çağdaş düzeye çıkması, insanlarımızın daha mutlu yaşaması hepimiz için çok iyi olmaz mı?

                                                       *****

             Benim Alevi,Sünni,Kürt,Türk,Laz,Çerkez ve inancı ne olursa olsun sevgili kardeşim: 31 Seçimlerine sayılı günler var.  Amacım; öğüt salatası yapmak  değil. Ama,bir gazeteci ve eğitimci olarak da, uyarmayı görev sayıyorum. Hiç kimsenin oyununa gelmeyelim. Birbirimizi incitmeyip, sevelim.

O Şucu, bu bucu demeyelim. Herkesin görüşüne ve parti tercihine saygı duyalım.Tüm gücümüzle ülkemizin çağdaşlığa erişmesi ,halkımızın mutluluğu için uğraş verelim. Ey sayın yönetenler!…Sayın liderler!…Sayın vekiller!... Türkiye’nin bugünkü durumu, ekonomik ve siyasi açıdan çok hassas. Gerek iç istemezlere, gerekse dış çekemezlere karşı, ülke ve toplum yararını parti ve koltuk  yararından daha önde tutalım. Siyasi yarışınızı; birbirinizi karalayarak, yaralayarak,yakışıksız sözler sıralayarak değil, çabalarınızı, ülkemizi çağdaşlığa, insanlarımızı daha mutlu yaşatmak için sürdürün…Atışmayı, sataşmayı, hiç de yararı olmayan çekişmeyi artık bırakın. Bu ülkenin bir ferdi olarak, benim ve  tüm ülke insanımın mutlu yaşaması bizim de hakkımız. Bunu yönetenlerden, yönetmek isteyenlerden istemek de insanlarımızın hakkı. Öyle değil mi, sayın ilgililer ve yetkililer… Ne dersiniz?...

Yorumlar