• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilerem.yerli
Üyelik Girişi
Videolar
Sevgi ve Yaşam Korosu

Çekmece

Değerli okurlar, çok ilginizi çekeceğini sandığım ve de büyük bir uğraş sonucu, bu amaca eriştiğim, önemli bir çalışmamı sunmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

 DEVAM 3

 Geçtiğimiz yazı dizimizde, birkaç sorunun önemli olduğunu yazmıştım. A) Duyma-Özürlülerde denge yoktur.Önce dengeli öğrencileri bulmak gerekiyordu. B) Duymuyorlardı. Ritmi, figürleri nasıl kavratacaktım? C)Ekip elemanları, figür değişikliğini aynı anda nasıl yapacaktı? D)Enstürümansız, seyir zevki olmazdı. Özellikle işte bu dört soruya çözüm bulmam gerekti.

 Önceliğim, dengeli öğrencileri bulmaktı.Üzerimden sınıf öğretmenliği kaldırıldığı için, tüm sınıfların beden eğitimi dersini yürütürken dengeli öğrencileri seçmeye çalıştım. Bunu şöyle yapıyordum. 1) Öğrencileri çizgi üzerinde yürütüyordum. 2) İp üzerinde yürütüyordum. 3)Denge ağacı üzerinde yürütüyordum. Her sınıftan özellikle erkeklere göre, daha dengeli ve algılı kız öğrencileri seçtim. Bunlarla sınıf sınıf denge üzerinde çalıştım. Sonra da, başaracağına inandığım öğrencileri seçerek çalışmalara devam ettim. Bu çalışmalarım; halk oyunu için, birinci ve ilk aşama çalışmalarımdı.

                            İkinci aşama ve figürler üzerine çalışma

 Daha sonra ikinci aşamaya geçtim. Sizlerin de çoğunuzun bildiği gibi, halaylarda, oyunlarda figürler, bölümler vardır. Öğrencilerimle her figür üzerinde önce ferdi, daha sonra grupça çalışma yapıyordum. Yani bir figürü önce tek tek öğretiyor, sonra da topluca uyguluyordum. Böylece her figür üzerinde çalışa çalışa, halayı oyunu tamamlıyor, sonra da, bütün olarak çalışıyordum. Peki ritme uymalarını nasıl sağlıyordum? İşte bunu da, davulla gerçekleştiriyordum. Çünkü, davul sesinin ritmini karın kaslarıyla hissediyorlardı. (Normal duyan insanlar elbet ki, kulaktan duyar. Ancak şöyle bir durum var. Yüksek frekanslı sesleri karın kaslarımız da hisseder. Örneğin bir, trenin istasyona girişini, bayramlarda yanımızdan geçen trampet sesleri. (Bunları işitme engelliler daha çok hisseder.)

Belki günler haftalar geçti. Amacım, artık gerçekleşmişti. Dört-beş halayı öğretmiştim. Ama çalışmalarımı kesinlikle hiç kimseye izletmedim. Artık bir ekip kurmuştum. İzletme zamanı gelmişti. Müdürümüz Müfit Seylam ve Okul Koruma Derneği Başkanı Melike Hanım’a

(Bahariye fabrikaları sahibesi) çocuklara kıyafet yaptıracağımı söyledim. “Ne o Halil Bey, bize sürpriz yapacağını söylüyordun. Çalışmaları da hiç izletmedin. Yoksa başardın mı?”Lütfen biraz daha sabır. Elbiseler tamamlandığı zaman her şeyi göreceksiniz’ dedim. Zaten okulun terzisi vardı. Gerekli kumaşlar alındı, elbiseler tamamlandı.

Bir çarşamba günü eğitsel saatte; okul yönetimini, koruma derneği üyelerini ve öğretmen arkadaşları spor salonuna davet ettim. Öğrencilerim kıyafetleriyle gösteriye hazırlandı. Ve aldım davulu omzuma. Başladım tokmakla vurmaya, ben davula vurdukça, o sessiz yavrular, davulun her nağmesinde en ufak bir falso vermeden oynuyorlar, oynuyorlar, oynadıkça da adeta coşuyorlardı. Başta Melike Hanım olmak üzere, birçok hanım arkadaşın gözlerinden damla damla sevinç gözyaşları dökülüyordu. Gösteri sonu, ekipteki çocuklar tek tek öpülerek kutlandı. Benim de boynuma sarılarak tebrik edildim. Herkes mutluydu. Artık sessizlerden bir halk oyunu ekibim vardı. Hayır hayır, yalnız benim değil, Göztepe sağırlar Okulu’nun, tüm idareci, öğretmen ve personelin hepsinin…..Çalışma gücünü onlardan almıştım ben. Özellikle zamanın Müdür Yardımcısı Hüseyin Akdağ’ın da desteğini unutmam mümkün değil. Davula yazıyı o yazmıştı. Fotoğraflarımızı da çeken oydu. Çalışmalarımıza destek oldu tüm okulum. Böylece; GÖZTEPE SAĞIRLAR OKULU HALK OYUNLARI EKİBİ doğdu.

 Devam Edecek…..



319 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
habertv999 izle

Takvim
Saat
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Okuma sayısı