Değerli okurlar, çok ilginizi çekeceğini sandığım ve de büyük bir uğraş sonucu, bu amaca eriştiğim, önemli bir çalışmamı sunmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım.O çalışma ki, ülkemizde, yani Türkiye’de bundan yıllarca önce, ilk kez uygulanan bir çalışmadır. Sözünü ettiğim çalışma;“Sağırlar, duymayan insanlar halk oyunu oynayabilir mi?” Kalemim yazdığınca, dilimin döndüğünce, siz değerli okurlarıma anlatmaya çalışacağım. (Bu yazı da,o dönemde yazdığım ve aynı zamanda benim gazeteciliğe başladığım yazıdır) Sözünü ettiğim çalışmayı gazeteniz BİZİM YAŞAM’da iki kez seri olarak yazmış ve paylaşmıştım. Şimdi de; wwwbizimyasam.org da siz değerli okurlarımızla paylaşmak istedim…Peki o çalışma ne idi? O yazı nasıldı? Folklor ve sağırlarda folklor (Halk oyunları) Değerli okurlar, çok ilginizi çekeceğini sandığım ve de büyük bir uğraş sonucu, bu amaca eriştiğim, önemli bir çalışmamı sunmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım. O çalışma ki, ülkemizde, yani Türkiye’de bundan yıllarca önce, ilk kez uygulanan bir çalışmadır. Sözünü ettiğim çalışma:“Sağırlar, duymayan insanlar halk oyunu oynayabilir mi?” Kalemim yazdığınca, dilimin döndüğünce, siz değerli okurlarıma anlatmaya çalışacağım. Bir Pamukpınar vardı. Sivas-Tokat arası. Çamlıbel eteklerine kurulmuş. Çamlıbel’de var bir çeşme ki, adına Köroğlu Çeşmesi derler. O çeşme; erlik, yiğitlik, mertlik örneği Köroğlu’yu hatırlatır. Pamukpınar ise; yurduna, ulusuna, yararlı olmak için, için için coşan bir eğitim-öğretim kurumudur. Bu kurum; yüzlerce öğretmen yetiştiren bir yuvadır. İşte ben de böyle bir kutsal yuvadan eğitim-öğretim bilgileriyle donatılarak öğretmen olarak yetiştim. Yüreği, ‘vatan, millet’ klasik sözde sözüyle değil’, gerçek anlamda vatan, millet sevgisiyle yoğrulmuş biri olarak çok genç ve dinamik bir yaşta bu kutsal göreve başladım. Tek düşüncem, anne kucağundan bana emanet edilen, o ‘insan’ denilen yavruları almış olduğum öğretmenlik formasyonuyla, onları bilgi ve becerimle, insanlık potasından geçirerek, en iyi şekilde yaşama kazandırmaktı. Her mesleğin kendine göre önemli ve değerli olduğunu biliyorum. Ancak öğretmenlik; ‘insanı insan yapmak; çocuğu geleceğe hazırlamak. Hatta çocuğun geleceğini tayin etmek olduğundan, ‘çok daha önemli ve kutsal’ demenin yanlış olduğunu sanmıyorum. İlk görev yerim, Karageçit.(Siirt-Şırnak) Şırnak’tan Karageçit’e çok geçtim. Hele hele, Şırnak-Karageçit arasında bulunan, Kızılsu’nun azgın sularında, dev yapılı Yusuf’la geçişimi hiç mi, hiç unutamam. Merak etmiş olabileceğinizi düşünerek anlatayım: (Devamı yarın)
|
182 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |