Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti;"Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır . Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz"29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in temelidir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gününe yaklaşırken,gururla kutlayacağımıız bu bayramın önemini daha iyi anlamak için, tarihi gelişimini hatırlamak gerekir.Tarihi iyi okuyanlar bilirler ki; Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla; ordularımız dağıtılmış, silahlarımız toplatılmış, ülkemiz sözde paylaşımla yurdumuzun önemli bir bölümü, tamamen elimizden alınıyor. Vatanımızda, özgürce yaşama hakkımıza son verilmek isteniyordu Yüzyıllardır üzerinde yaşadığımız, uğrunda can verip, kan döktüğümüz bu topraklarımız, düşmanlara teslim mi, edilecekti?, Ve de biz bunu, kabul mu edecektik? Türk milletinin böyle bir yok olmuşluğu kabul etmesi, elbet ki mümkün olamazdı. İşte; 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla, önderiyle buluşan, Anadolu halkı, Atatürk'ün öncülüğünde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı Amasya Genelgesi, ardından da; Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı 1919'un 27 Aralık’ında Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de de TBMM'yi kurdu Böylece de, yönetimi halkın iradesi oluşturdu Ayrıca da, Kurtuluş Savaşı'nın merkezi de Ankara oluyordu TBMM meclisi, yaptığı toplantı ve görüşmelerde, yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı "Misak-ı Millî” sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü benimsendi. Ne olursa olsun, düşmanla mücadele kararı alındı Zor da olsa, güç de olsa yavaş yavaş oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi Başarılar ise bundan sonra gelmeye başladı. Önce; Doğu'da Ermeni çetelerine karşı başarı kazanıldı Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I İnönü ve II İnönü Savaşları yapıldı Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar'a büyük bir darbe indirilmiş oldu Ancak, yenilgiye doymayan Yunan ordusu, yeniden saldırıya geçti Bunun üzerine Mustafa Kemal, şu meşhur sözü söyledi:"Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır Bu satıh, bütün vatandır Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz" emrini verdi Türk askeri, büyük bir azim, irade, cesaret ve fedakârlıkla bu karara uydu 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri, ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu Sakarya Savaşı, Türk Milleti’nin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "Gazi" unvanı ve de "Mareşal" rütbesi verildi Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı Ağustosa kadar, tüm hazırlıklar tamamlandı Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydırıldı İstanbul'daki depolarından silah ve cephane gizlice batıya kaçırıldı İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 1922 Ağusos’un 26. günü düşmana şiddetle saldırdı Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi 30 Ağustos'ta ise, düşman tamamen çembere alındı Düşmanın çoğu geldiklerine pişman olup yok olurken, bir kısmı da çareyi kaçmakta buldu.Sağ kalanların çoğu esir alındı Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı Büyük Tarruz’un başarıyla sonuçlanmasının ardından, düşman, İzmir'e kadar takip edildi 9 Eylül 1922'de ise; Ordumuz büyük bir çoşkulu karşılamayla İzmir’ girdi. Böylece İzmir düşmanlardan kurtulduğu gibi, bu güzel yurdumuz da, düşmandan temizlenmiş oldu Hain, alçak düşman, yurdumuzdan atılarak, haksızca ve kalleşçe işgaline "DUR"denildi. İşte böylelikle; Atürk’ün önderliğinde; kanımız, canımız pahasına ve son nefesimize kadar bu toprakları düşmana bırakmıyacağımız tüm dünyaya gösterilmiş oldu. (Geçmiş köşe yazımdan alınmiştır.)
|