• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilerem.yerli
Üyelik Girişi
Videolar
Sevgi ve Yaşam Korosu

Çekmece

Aydınlanmanın iki önderi, Köy Enstitüsü’nün kurucuları İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel’i Dr. Hasan Akgün Büyükçekmece’de unutulmaz Yapıyor.

 Köy EnstitüsÜ sistemi dünyada örneği olmayan, Türkiye’yi köyden başlamak üzere çağdaşlaşmaya götürecek bir çalışmaydı. Ne acı ki; bazı toprak ağalarının köylünün uyanmasını istememeleri nedeniyle kapatıldı.

                            Çağdaşlık Engellenmiştir

 “Atatürk; ülkenin gelişmesinin önce köyden başlaması gereğini düşünerek, önce köy ve köy çocukları üzerinde durmuş ve bu konu ile ilgili talimat vermiş, okul seferberliği başlatmış. Saffet Arıkan, İsmail Hakkı Tonguç gibi eğitim önderleri; önce köy çocuklarından çavuş ve onbaşı olanların, eğitimden sonra üçüncü sınıfa kadar “eğitmen” kadrosuyla köy çocuklarının okuması sağlanmış. Ardından da, Köy Enstitüleri kurularak, buradan yetişen öğretmen, sağlık memuru, ebe gibi gençlerle köyün, dolayısıyla Türkiye’nin gelişmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Köy Enstitüsü, Türkiye'de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılan okul türü. Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Âli Yücel bizzat yönetti.

Köy Enstitüsü Anadolu'nun neredeyse tamamında okulların olmadığı düşünülerek Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un girişimiyle, köylerdeki ilkokul mezunu çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle 17 Nisan 1940 tarihinde kuruldu. Okuma yazam bilen oranı o dönemde yüzde 5 oranında bile değildi ve köylerde yaşayan nüfus yüzde 80 dolaylarındaydı. 1940 yılından itibaren, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların yakınlarında Köy Ensititüleri açıldı. İlk olarak, seçilen şehirlerden uzak ancak tren yollarına yakın tarıma elverişli 21 bölgede, köy ilkokullarına öğretmen yetiştirmek üzere açıldı. Öğretmenler köylülere hem örgün eğitim verecek, okuma yazma ve temel bilgileri kazandıracak hem de modern ve ilmi tarım tekniklerini öğretecekti. Öğretmenler gittiği yörelerde bilinmeyen tarım türlerini de köylülere öğretecekti. Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, atölyeleri vardı. Derslerin %50'lik bölümü temel örgün eğitim konularını içeriyordu. Geri kalanı ise uygulamalı eğitim şeklindeydi.

         Enstitünün sanat faaliyetleri

 Köylerde büyümüş öğrencilere, klasik müzik enstrümanları ve geleneksel sazları çalması öğretiliyordu.Bu dönemde Halk Ozanı Aşık Veysel, enstitüleri gezip öğrencilere saz çalmasını gösteriyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü, bu konuda en zengin enstrüman envanterine sahipti. Enstitülerde hazırlanan programlar, toplumun sanat ve kültür hayatına katkıda bulunulması amacıyla çevre il ve köylere de götürülerek sergilenmişti.

Köy Enstitüleri dersleri

Tarıma uygun arazilerin yakınlarına kurulan Köy Enstitüleri'nin amaçlarından biri de köylülerin alternatif tarım tekniklerini öğretmesiydi. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçı, duvarcı, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da öğreniyordu. Öğretmenler gittiği köyde köylülerin işbirliği ile kendi okullarını inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.

25 Klasik kitap okuma mecburiyeti

Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanlığı döneminde dünya klasiklerini Türkçeye tercüme ettirmişti. Köy enstitüleri öğrencileri her sene 25 tane klasik romanı okumakla sorumluydu. Enstitülerden çıkan öğretmenler en az bir tane müzik aletini çalmasını da öğreniyordu. Tüm aşamalarda Köy Enstitüleri’ne katılan öğrenci ve öğretmenlerin çabasının bulunması, verilen dersler ve sonuçları ile Köy Enstitüleri dünya üzerinde eşi görülmemiş kurumlardı. Enstirülerde okutulacak derler: Kültür dersleri, Ziraat dersleri ve Teknik dersler olarak üç şekilde gruplandı. Kültür dersleri: Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi, Matematik, Fizik, Kimya, Tabiat ve Okul Sağlık Bilgisi, Yabancı Dil, el yazısı, resim - iş, beden eğitimi ve ulusal oyunlar, müzik, askerlik, ev idaresi ve çocuk bakımı, öğretmenlik bilgisi, Zirai işletme Ekonomisi, Kooperatifçilik. Ziraat dersleri: Tarla Ziraatı; Bahçe Ziraatı, Sanayi Bitkileri Ziraatı ve Zirai Sanatlar, Zootekni, Kümes Hayvancılığı, Arıcılık ve ipek Böcekçiliği, Balıkçılık ve Mahsulleri. Teknik dersler: Demircilik ve Nalbantlık, Dülgerlik ve Marangozluk, yapıcılık, köy ev ve el Sanatları, Makine ve Motor Kullanma gibi dersler ve konuları içeriyordu.

 Köy Enstitüleri neden kapatıldı?

 Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru 1945 yılında Sovyetler Birliği lideri Stalin'in Türkiye'den Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Millî Şef İsmet İnönü de ABD'den askeri destek istemişti. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başlamıştı ancak karşılığında, Türkiye'de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Millî Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri" gibi Sovyet sistemine benzer uygulamaların kaldırılmasını talep etti.1946 yılında siyasi kaygı nedeniyle, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı. Ardından da; ne yazık ki, toprak ağlarının baskılarıyla kapatıldı. Köy Enstitüleri’nin kapatılmasıyla köylünün, dolayısıyla ülkenin gelişmesi de engelledi.

Türk Aydınlanması kitabı

Yöremizde belediye başkanları arasında Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, gerek okul yapma, gerekse okullara her alanda destek vermesi nedeniyle kendilerine “Okulcu Hasan” denilmektedir. Gerçekten de Akgün, bir eğitim gönüllüsü ve sevdalısıdır. Başkan Akgün; Belediye binası yakında oluşturulan yeni parka isim vermeyi düşünürken, Türk Aydınlanması kitabını  okuduğunu, bu kitabı okuduktan sonra da özellikle Köy Enstitülerinin kurucu  önderlerinden  İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel ismini vermeyi düşündüğünü ve ardından da Edirne’de heykeltraş Müslüm Bey’i bulup,  Projesini anlattığını, projede de; Tonguç ve Yücel’in heykelleri ortasında Köy Enstitüleri’ndeki sanatsal ve kültürel simgeler istemiş. Simge olarak da, keman çalan bir kız öğrenci ve özgürlük meşalesini kaldıran bir erkek öğrencinin bulunmasını istemiş. Heykeller yapılıp yerine konmuş durumda. Pek yakında da  açılışı yapılacak. Bir eğitimci olarak, tekraren Başkan Akgün’ü kutlarım…



178 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
habertv999 izle

Takvim
Saat
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Hava Durumu
Okuma sayısı