Halil Erem Yerli
halileremyerli@gmail.com
Tatlı Dille
29/06/2020 Evet, 30 Mart
seçimlerinin kesin galibi, AK Parti,
CHP, MHP değil, Erdoğan. Bu seçim; AK Parti, diğer partiler ile değil, Erdoğan
ve diğer partiler arasında geçti. Erdoğan; mağduru oynayarak, devlete ve
kendine tuzak kurulduğunu, asıl amacın devleti ele geçirmek olduğunu
dillendirerek, hep bu temayı işledi. Çok güzel de işledi. Bunu iyi tutturdu.
Gerçi biraz hataları oldu ama, mağduriyeti
yine çok iyi oynadı...O nedenle de AK Partili seçmeni iyice
kemikleştirdi. CHP ve Kılıçdaroğlu’na gelince; taktik hatası yapıldı.
‘Başçalan’ sözleriyle Ak Parti seçmenini iyice kemikleşme açısından kamçılamış
oldu. O da hep bu temayı işledi. Bence, yanlış taktikti. AK Parti’den bazı
kesimleri kazanacağı yerde, adeta Erdoğan’a daha sıkı bağlamaya teşvik
etmiş oldu. Seçmene yeni bir söylem,
yeni bir gündem geliştiremedi.(Danışmanları siyaseti iyi okuyamıyor.
Seçim müzikleri de eski hamam, eski tas)
Bahçeli’ye gelince; Genelde milliyetçiliği işledi. O da, Erdoğan’a çok
yüklendi. Onun bu taktiği de, AK Parti değil, Erdoğan Severlerini daha da
kenetledi. Böylece Erdoğan’ın, dolaysıla AK Parti’nin başarılı olmasını
sağladı. Hiç kuşku yok ki, bu başarı partinin değil, Başbakan Erdoğan’ın tek
başına başarısıdır. Bunu böyle bilmek gerekir ***** Sevgili dostlar,
yukarıdaki kısa değerlendirmeyi biraz
açalım. AK Parti’yi analiz ettiğimizde; bu parti tıpkı geçmişin ANAP, DYP
özelliği taşıyor. Bir zamanlar ANAP çok güçlüydü. Bu güç, partinin adından
değil, rahmetli Turgut Özal’ın gücüydü. Turgut Özal’ın elbet ki iyi ve kötü yanları
vardı.(Bu tartışılabilir) Ancak; kim ne derse desin, ülkeye çağ atlattı. En
ücra köye, yol, su, elektrik, telefon gitti. Sigara ve yabancı paraların
taşınması nedeniyle, hapis suçu ortadan kaldırıldı. Serbest ticaret ekonomisi
getirildi. Ancak insanlarımız özenti, meraklı olduğu için, ayağını yorganına
göre değil, yorganı ayağına göre uzatmaya çalışınca yorgan yetişmedi. Ve de
Turgut Özal cumhurbaşkanı olduktan sonra da, günden güne ANAP eriyerek yok
oldu. ***** Aynı durumu DYP için de
söylemek mümkün. DYP’yi de Süleyman Demirel ayakta tuttu. O cumhurbaşkanı
olunca DYP’de günden güne eriyerek ANAP gibi kayboldu. Yani bazı partileri
liderler götürür. Parti isminden çok lider vardır. Tıpkı ANAP ve DYP gibi. Buna
Fazilet ve Saadet, DSP’yi de ekleyebilirsiniz. MHP ise ideoloji partisidir.
Yani belli bir ideolojiye bağlıdır. Lider değişse bile kolay kolay yok olmaz.
CHP’ye gelince. CHP bir cumhuriyet partisidir. Cumhuriyet’le özdeştir. Kimi
zaman uzar ve kimi zaman kısalabilir ama hiçbir zaman yok olmaz. Ancak,
cumhuriyet yıkılırsa CHP yok olabilir.
***** Şimdi
gelelim 30 Mart seçim sonuçlarına: Yazımın başında özet olarak buna
değinmiştim. Açıklamalarımızda da partide kişilerin mi, parti isminin mi önemli
olduğunu vurgulamaya çalıştım. Yerel seçimden çok, genel seçim havasına sokulan
30 Mart seçimleri; AK Parti diğerleri değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
diğer partiler arasında geçen bir seçim oldu. Belirtmek isterim ki; Erdoğan bu
seçimde sildi süpürdü. Hem de o kadar, yolsuzluk söylemlerine rağmen. Eğer
Trakya ve sahil kesimi olmasaydı, CHP tüm ülkede 10 belediye bile çıkaramazdı.
MHP’de gerekli başarıyı gösteremedi. Siyasi stratejiler yanlış kullanıldı. ***** Erdoğan
seçimlerde ne diyordu: “Kaset ve diğer görüntüler tamamen paralel devletin
eseri. Amaç paralel devlet olarak, ülkeyi ele geçirmek. Hükümeti yıkmak, kendi
düzenlerini kurmak. Bunlar Haşhaşi” gibi millete damardan seslenerek yanına
almaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu. Para dağıtmalar, yazım hileleri belki
oldu, ama bunları bahane gösterip gerçeği örtmek mümkün değil.Peki CHP ne
yaptı? CHP Kılıçdaroğlu, çok yoğun çalıştı. Bu doğru. Ancak; kurguyu tamamen
Erdoğan üstüne kurdu. ‘Başçalan’ sözünü kullanarak, AK Partili mütedeyyin kesimi ve Erdoğan severleri iyice
bütünleştirdi. Hep karalama kampanyası yürütüldü. Hırsızlığın, arsızlığın,
yolsuzluğun önlenmesiyle ilgilli bir kurgu ve proje geliştirilemedi. Bazı
yanlış tercihlerde oldu. İstanbul kazanılacak yerde Sarıgül’ün sertliği, yumruk
hikayesi İstanbul’u kaybettirdi. Yöneticilerin çoğu arasında bir ekip birliği,
bütünlüğü olmadı. ‘Kırne’ oyunu misali, parti yöneticileri birbirine çelme takmaya
çalıştı. ***** Eğer seçmen gereğini
yapmasaydı CHP, daha fazla kaybederdi.
Bence CHP’de yeni bir düzenleme ekibi kurulmalı. Gücünü partiden alan
değil, partiye güç katacak insanlardan yararlanmak gerek. Eğer bir parti
yetkilisi, değil parti üyesine önemli
bir kişiye bile; “Benim zamanımı alıyorsunuz” diye söylüyorsa CHP’nin daha da
başarılı olacağı düşünülmesin. Parti için, cumhuriyet için, onurunu, gururunu
ortaya koyanlara sahip çıkılmazsa, CHP iktidar beklemesin. Seçilen
milletvekilleri, halkın adımı değil, etiket ve unvan için seçiliyorsa, CHP
iktidar beklemesin. Daha çok şeyler yazılabilir. Ancak; sözümüz de yazımız da,
hatta sazımız da dikkate alınmayacağı için, uzatmaya da gerek yok. Aynı durum
MHP için de geçerli. Bu tür siyasi argümanlarla, Erdoğan’la başa çıkmanız
mümkün değil. ‘Eğer Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa kurtuluruz” diyorsanız o da
boşuna. Erdoğan Cumhurbaşkanı da olsa,
Devlet Başkanı da olsa, ülkeyi yine o yönetecek. Bu gidişle işiniz zor. Halka
güven verin ve yeni bir sistem
geliştirin… Evet; aynen
yukarıda okuduğunuz yazıları yazmıştım. Son
cümle olaraak da; “ Erdoğan Cumhurbaşkanı da olsa, Devlet Başkanı da olsa,
ülkeyi yine o yönetecek. Bu gidişle işiniz zor. Halka güven verin ve yeni bir sistem geliştirin”demiştim. Sanıyorum
ki, dediğim aynen çıktı. Şimdi ise şöyle değerlendirme yapmak istiyorum: Bu
seçim ani seçim, baskın seçim. İki ittifak grubu oluştu. Cumhuriyet
İttifakı ve Millet İttifakı. İttifaklar
olsa da bu seçim, Yine Erdoğan ve diğerleri arsında geçecek. Diğerleri derken;
CHP, İYİ Parti, SP, DP ve HDP’yi söylemek istedim. Bu seçim zorlu bir seçim.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan çok zorlanacak.
Karşısında kendi gibi iyi hatip İnce
var. Yıldızı parlayan bir Akşener, bir Karamollaoğlu var. HDP var. Bence bu
defa da; Sayın Cumhurbaşkanı’nın taktiği biraz yanlış. CHP’ye; pislik, çöplük
gibi sözler söylemesi de bunu gösteriyor. Evet bu seçim zorlu geçecek. Bunu da
taktikler kazandıracak… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Atam: Ayıp bize vah bize!.. - 10/11/2024 |
Evet ATAM; Ayıp bize, yazık bize. vah bize!.. |
Cumhuriyet ve Atatürk - 30/10/2024 |
“Milleti yine kendi gücü kurtaracaktır” |
Ve öpülesi eller - 29/06/2024 |
Hiç kuşku yok ki, her mesleğin kendine özgü bir değeri var. Yani her meslek önemlidir ve her mesleğin topluma bir hizmeti vardır. |
“ Bütün cihan Bilmelidir ki!” - 26/04/2024 |
Sevgili dostlar; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 104.Yılı’nı kutladık. |
deneme yazısı - 26/04/2024 |
deneme deneme |
Cumhuriyet ve Atatürk - 26/10/2023 |
‘Türkiye Devleti’nin yönetim biçimi Cumhuriyettir’ 29 Ekim’de de bu yasa TBMM’de “Yaşasın Cumhuriyet” alkışlarıyla onaylandı. |
CHP Meclisi terk etti - 14/10/2023 |
Silivri Belediye Meclisi; 2024 Mali yılı bütçesi ve Performans programını içeren tek gündem maddesini görüşmek üzere toplandı. Toplantı; Başkan Volkan Yılmaz ve CHP Grup Başkanı Melih Yıldız arsında yaşanan sözlü gerilim üzerine CHP meclisi terk etti |
Sekiz yıl önce ne demişiz! - 15/03/2023 |
Bu yazı; Mart 2014 tarihinde yapılan seçimle ilgili bir yazı. Yineleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle ki: |
Ve artık “SİLİVRİ SOĞUK!” denmeyecek! - 11/09/2022 |
Silivri Belediye Meclisi’nin Eylül 2022 toplantısında konuşan Başkan Yılmaz, Silivri Cezaevi’nin isminin Marmara Cezaevi olarak değiştirildiğini anlattı. Bundan böyle ,Silivri Cezaevi ima edilerek, “Silivri soğuk” denilemeyecek. |
Devamı |