Değerli okurlar; her insan; yeni bir güne başlarken ,gününün mutlu geçmesini ister.Yine öyle sanıyorum ki: Kişi bu istemi yalnız kendisi için değil, ailesi, ülkesi ve milleti için de dilemektedir. Bunu, vatanını  ve milletini seven, her insanın yapması gerekir. Doğal olarak da zaten böyle olmalıdır. Şimdi; hem yeni bir yıla, hem de yeni günlere başladık. Ancak; yeni yıla pek moralli başladığımız söylenemez.2020 yılı, gerek ülkemiz insanı, gerekse tüm insanlık için çok acılarla dolu geçti. Biliyorsunuz  bir Korana  illeti -zilleti 7,5 Milyar insanı esir aldı. Milliyet, cinsiyet, makam, mevki gözetmeden adeta esas duruşa geçirdi. Ağa, Bey, Kral, Başkan tanımadı. Herkesi hizaya getirerek,“ Sen kimsin, siz kimsiniz ki” dedi. Bir çoğumuzun ya yakını, ya tanıdığı bu illet yüzünden aramızdan ayrıldı. O nedenle, 2020 yüreklerde acı ve yara bırakarak usumuzun bir köşesinde hep unutulmamak üzere kalacak.İşte ; böyle sıkıntılı bir yıl yaşadığımızdan, kişi olarak da ,toplum olarak da, 2021 Yılı’na hiç de mutlu olarak giremiyoruz. Pek mutlu başlayamıyoruz. Malesef  ki durum böyle…

                                                        *****

Yine; halkımız; ekonomik açıdan, psikolojik-sosyolojik açıdan, siyasi açıdan da mutlu değil. Hatta; zaman zaman gelen şehit haberleri yüreklerimizi bir kor gibi yakıyor....30-40 yıldır bitmedi şu PKK belası. Kimi savunuyor, neyi savunuyor, o da  bilmiyor. ‘Kürt Halkı’ diyor, ama acımasızca Kürt kardeşlerimizi öldürüyor. Durmadan oyunlar oynanıyor ülkemiz üzerine. Tarihe baktığımızda bundan 95, 100 yıl, hatta daha daha önceleri de, ülkemiz üzerine çok senaryolar yazılıp, çok oyunlar oynandı. Bu hile oyunları fırsat bulundukça tekrarlanıyor. Bitmedi. Bitmiyor. Bitmeyecek de... O Fesat yuvaları; hile kazanlarını  kaynatarak, ülkemizi bölmek-parçalamak, yıkmak için hiç söndürmediler. söndürmeyecekler de..Her zaman ki,gibi; her türlü hileyi, kalleşliği, sahtekarlığı, sergilemekten asla geri kalmayacaklar….Bunlar durmadan yıllar yılı bizimle uğraştılar, uğraşıyorlar ve uğraşacaklar….Ne acı ki:Şimdi de, geçmişte de, kalleşlerin emellerine bilerek veya bilmeyerek ülke içinden de destek verenler var. İnsanlarımız arasına, fesat, fitne sokarak çirkin, pis amaçlarına kavuşmak istiyorlar .Bunun için de her tür hileden geri kalmıyorlar.

                                                       *****.

Cumhuriyet öncesi dönemde ülkemizi “hasta adam” konumuna  getiren emparlyalist güçler 80  öncesi insanlarımızı sağ-sol çatışması içine sokarak, “Ha işte başardık” diyerek kendileri de sinsi sinsi güldüler… Ardından da PKK’yı hortlattılar…Durmadılar, Alevi-sünni oyunlarıyla Kahramanmaraş ,Sivas, Çorum oyunlarını tezgahladılar. Bu şer gurubu hiç boş durmadı…Arap Baharı tezgahlarıyla (Nasıl baharsa) Tunus, Mısır, Libya,Suriye’yi kan gölüne döndürdüler.Hala da buralarda kan durmadı. Gözyaşı dinmedi. Irak’ta Saddam’ı götürdüler, sözde demokrasi getireceklerdi. Demokrsasi geldi mi? Bu şer güçleri hiç boş durmuyor. Ya kendileri ya da maşalarıyla ülkelerde

kargaşa çıkarıp insanları  birbirine kırdırıyorlar. İşte FETO kalkışması,..Bu  Amarikan maşası, bir kalkışma yaparak 260’a yakın vatandaşımız şehit oldu, yüzlerce de yaralı… O caniler, ortam ve zemin neye müsaitse onu pişirip pişirip çıkarlarına, uygun bir şekilde insanların önüne koyuyorlar.                                                             

                                                        *****

 Sevgili okurlar !Değerli halkım, artık bu oyunlara gelmeyelim. Biz yüzyıllardan beri birlikte yaşadık.Türk-Kürt,Alevi-Sünni,Çerkez-Laz demeden Kurtuluş savaşı’nda; Doğu’da, Batı’da, Güneyde, Kuzeyde omuz omuza ,el ele,yürek yüreğe bu vatan topraklarını düşmana karşı birlikte koruduk. Çanakkale’de,Dumlupınar’da ,Sakarya’da  binlerce şehidimiz yan yana, cancana yatıyor. Biz bu  Cumhuriyet’i Mustafa Kemal Paşa Atatürk önderliğinde yedi düvele karşı koyup birlikte kurmadık mı? Düşmanı geldiğine pişman edercesine Akdeniz’in sularına gömmedik mi? Bu ülkenin topraklarından çeşit çeşit nimetlerinden hep birlikte yararlanmıyor muyuz? Türkiye’nin yükselmesi, çağdaş düzeye çıkması,insanlarımızın daha mutlu yaşaması hepimiz için çok iyi olmaz mı?

                                                       *****

Ey! Benim Alevi,Sünni,Kürt,Türk,Laz,Çerkez ve inancı ne olursa olsun sevgili kardeşim: Yeni bir yıla giriyoruz. Bu yeni yıla, ilk adımımızı atarken, size öğüt vermek hattimize değil. Ama,bir gazeteci ve eğitimci olarak da, uyarmayı görev sayıyorum. Kalleşlerin oyununa gelmeyelim .Birbirimizi sevelim .Tüm gücümüzle ülkemizin çağdaşlığa erişmesi ,halkımızın mutluluğu için uğraş verelim.Ey sayın yönetenler!…Sayın liderler!…Sayın vekiller …Türkiye’nin bugünkü durumu ,ekonomik ve siyasi açıdan çok hassas. Çok çetinve zorlu bir 2020 Yılı geçirdik.Gerek iç istemezlere, gerekse dış çekemezlere karşı ülke ve toplum yararını Parti yararından kişisel çıkarlardan daha önde tutalım.Siyasi yarışınızı; birbirinizi karalayarak,yaralayarak,yakışıksız sözler sıralayarak değil, çabalarınızı, ülkemizi çağdaşlığa, insanlarımızı daha mutlu yaşatmak için sürdürün…Atışmayı, sataşmayı, hiç de yararı olmayan çekişmeyi artık bırakın. Bu ülkenin bir ferdi olarak, benim ve  tüm ülke insanımın mutlu yaşaması bizim de hakkımız. Bunu yönetenlerden, yönetmek isteyenlerden istemek de insanlarımızın hakkı. Öyle değil mi, sayın ilgililer ve yetkililer… Ne dersiniz? Mutlu yıllar dileklerimle...